YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ TARAFINDAN ARABULUCULUK FAALİYETLERİNE İLİŞKİN ÖNEMLİ BİR KARAR VERİLMİŞTİR.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10.10.2024 tarih ve 2024/10147 E. 2024/13332 K. sayılı kararı ile arabuluculuk kurumunun önemi ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu çerçevesine uygun bir biçimde kullanılmasına yönelik birtakım değerlendirmelerde bulunulmuş ve arabuluculuğun esaslı unsurlarına atıfla dikkate değer bir karar alınmıştır. Söz konusu kararda, arabuluculuk yönteminin bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olduğu ve başkaca amaçlarla kullanılmaması gerektiğine dikkat çekilmiştir.
Karara konu olayda davacı taraf; arabuluculuk görüşmelerinin geçersiz olduğu, tutanakların davalı iş yerinde ve davalı vekili olan arabulucu tarafından düzenlendiği, arabuluculuk görüşmelerinin tarafların serbestçe tasarruf edemeyecekleri bir zamanda henüz taraflar arasında uyuşmazlık konusu bulunmadan ibra niteliğinde düzenlendiği iddialarında bulunmuştur. Yapılan yargılamalar neticesinde ilk derece mahkemesi ve istinaf mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmiş olup davacının talepleri reddedilmiştir. Davacı vekilince dosya temyize götürülmüştür.
Yargıtay’ın değerlendirmeleri neticesinde, davaya konu ihtiyari arabuluculuk belgelerinin 6325 sayılı Kanun'un 18 inci maddesi kapsamında geçerli bir anlaşma belgesi olup olmadığı ve bunun sonucuna göre davacının dava konusu alacaklara hak kazanıp kazanmadığı hususlarına değinilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18. Maddesi;
“(1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
(3) İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi, çekişmesiz yargı işidir ve buna ilişkin inceleme dosya üzerinden yapılır. Ancak arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin 5 12/10/2017 tarihli ve 7036 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle, bu maddenin ikinci fıkrasında yer alan “asıl uyuşmazlık hakkındaki görev ve yetki kurallarına göre belirlenecek olan mahkemeden” ibaresi “arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden” şeklinde ve aynı maddenin üçüncü fıkrasında yer alan “üzerinden de yapılabilir” ibaresi “üzerinden yapılır” şeklinde değiştirilmiştir. Uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla sınırlıdır. Anlaşma belgesine icra edilebilirlik şerhi verilmesi için mahkemeye yapılacak olan başvuru ile bunun üzerine verilecek kararlara karşı ilgili tarafından istinaf yoluna gidilmesi hâlinde, maktu harç alınır. Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse, damga vergisi de maktu olarak alınır.
(4) Kanunlarda icra edilebilirlik şerhi alınmasının zorunlu kılındığı haller hariç, taraflar ve avukatları ile arabulucunun, ticari uyuşmazlıklar bakımından ise avukatlar ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın ilam niteliğinde belge sayılır.
(5) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz.” hükmünü havidir.
Yargıtay’a göre; taraflar arasında henüz bir uyuşmazlığın oluşmadığı hallerde başlatılan bir arabuluculuk faaliyetinin olamayacağı gibi düzenlenen son tutanak veya anlaşma tutanağı geçerli kabul edilmeyecektir. Kararda, 6325 sayılı Kanun'un açıkça hukuk uyuşmazlıklarının çözümü için öngördüğü bu yöntemin amacına uygun kullanılması gerektiği belirtilmiştir.
Yargıtay, arabuluculuk anlaşma belgesinde bulunması gereken esaslı unsurları saymış ve bu unsurların bir arada bulunmaması halinde geçerli bir anlaşmanın söz konusu olmayacağına hükmetmiştir. Buna göre ilk olarak, anlaşmaya arabuluculuk faaliyeti sonucunda ulaşılmış olması gerekmektedir. İkinci olarak, tarafların anlaşmasının gerekli olduğu ve bunun anlaşma belgesinden açık ve net bir biçimde anlaşılır olması gerektiği belirtilmektedir. Üçüncü koşul ise şekil şartı olup imza zorunluluğudur.
Yargıtay, somut olaya konu anlaşma belgelerinin geçerli olmadığı ve arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşılan hususlar hakkında dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçeleri ile davacının taleplerini kabul etmiş ve önceki tüm kararları bozmuştur.
Karşı oy gerekçesinde ise, arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşılan hususlar hakkında dava açılamayacağı, arabuluculuk anlaşma tutanağının geçersizliğinin doğrudan açılmış bir alacak veya işe iade davasında ön sorun olarak değerlendirilemeyeceği ve arabuluculuk anlaşma tutanağına bağlanan hususlarda söz konusu anlaşma tutanağı açılacak bağımsız bir davada iptal ettirilip kararın kesinleşmesi sağlanmadan da dava açılamayacağı gerekçeleri ile davanın reddi yönünde karar verilmesinin doğru olduğu, aksi yöndeki çoğunluk görüşe katılmadığı belirtilmiştir.
Kanaatimizce söz konusu kararın verilme nedeni; işverenlerce yapılan fesihlerde kimi zaman arabuluculuk faaliyetinin bir fesih yöntemi olarak kullanılıyor olmasının Yargıtay’ca arabuluculuk kurumunun var oluş nedenine ve amaçlarına aykırı bulunmuş olmasıdır. Her ne kadar teoride Yargıtay’ın isabetli bir karar vermiş olduğunu düşünsek de İş Mahkemelerindeki yoğunluk ve yargılamaların uzun sürüyor olması nedeniyle gerek işverenlerin gerekse de işçilerin bu yöntem ile yapılan fesihleri tercih etmeye devam edeceği kanaatindeyiz.
Bülten içeriği genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Eğer uyum ve hukuki danışmanlık konularında daha fazla bilgi edinmek veya uyum süreçlerine dahil olmak isterseniz, hukukçunuza danışınız.
/ Yasal Uyarı
Sayın Ziyaretçimiz;
Internet sitemizde bulunan bilgiler VERDA tarafından, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kuralları ve yürürlükteki Avukatlık Kanunu uyarınca sadece bilgi amaçlı olarak sunulmaktadır.
Bu Internet sitesinde yer alan bilgiler, reklam veya diğer bir ticari amaca hizmet etmemektedir ve bu amaçlarla veya Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarına aykırı herhangi diğer bir amaçla kullanılamaz. Ayrıca hiçbir şekilde hukuki tavsiye veya görüş teşkil etmez veya bunların yerine geçmemektedir. Burada yer alan bilgilerden hareketle VERDA ve ziyaretçi arasında avukat-müvekkil ilişkisi doğmaz. Son olarak, burada yer alan bilgiler zaman zaman güncel olmayabilir. Hukuki bir konuda sormak istedikleriniz için irtibat bilgilerimizden bize ulaşabilirsiniz.
VERDA’nın bilgisi ve önceden yazılı onayı olmaksızın, bu siteye atıf yapılamaz veya link verilemez.
Sitemizde yer alan tüm bilgiler, bültenler, marka ve logoya ilişkin tüm fikri mülkiyet hakları VERDA’ya aittir ve VERDA’nın önceden yazılı muvafakati olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya kullanılamaz.
Aşağıda detaylarını okuyabileceğiniz Gizlilik Politikamız kapsamında, sitemizi ziyaretiniz esnasında paylaşmış olduğunuz bilgilerin olması durumunda, söz konusu bilgiler sadece sizlerle irtibata geçmemizin gerekmesi halinde kullanılabilecektir. Bunun haricinde üçüncü kişilerle paylaşılmayacaktır.
Bu Yasal Uyarı ve Gizlilik Politikası’nda değişiklik yapma hakkımız olduğunu belirtir, olası değişikliklerin yine burada yayımlanacağının da altını çizmek isteriz.
/ Gizlilik Politikası
Sitemizi ziyaret etmeniz halinde bizimle her hangi bir kişisel veri paylaşmış olmuyorsunuz.
“İletişim” alanımızdan veya info@verdahukuk.com’a mail atılarak yapılan iş başvuruları kapsamında başvurucunun özgeçmişinde paylaşmış olduğu kişisel veriler (kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, eğitim bilgileri gibi özgeçmişte bulunan tüm bilgiler) yalnızca iş başvurusu değerlendirmesinde işlenmektedir.
“Online Borç Ödeme” alanımızdaki uygulama üzerinden yapılan yönlendirmeyle yapılan ödemelerde, sisteme girilen kredi kartı bilgileri VERDA tarafından kaydedilmemektedir. Söz konusu alana yazılan ad, soyad ve irtibat bilgileri ise yalnızca, ödeme yapılan dosya kapsamında bilgi verilmesini gerektiren bir durum halinde, size ulaşabilmek amacıyla kaydedilmektedir.
Kişisel verileriniz, ilgili mevzuatın öngördüğü durumlarda düzenleyici denetleyici kurumlara ve resmi mercilere aktarılabilecektir.
İşlenen veriler ve bilgiler, yasal veya sözleşmesel dosyalama süresi sona erdiğinde tarafımızca uygun görülecek yöntemlerden biri ile silinecek, yok edilecek veya imha edilecektir.
Sitemizdeki çerezleri silebilir, devre dışı bırakabilir ya da engelleyebilirsiniz. Bilgisayarlarında çerez kullanımını devre dışı bırakmış ziyaretçilerimiz de internet sitesini kullanmaya devam edebilir. Ayrıca tüm ziyaretçilerimiz VERDA tarafından kendileri hakkında tutulan bilgileri görmek, değiştirmek ya da silmek için info@verdahukuk.com adresine e-posta göndererek talepte bulunabilirler. Talebin kimlik ve adres bilgilerinizi içermesi ve başvuruya kimliğinizi tevsik edici belgelerin de eklenmesi gerekmektedir.
/ COVID - 19
VERDA
COVID – 19 salgınından kaynaklanan risklere karşı aldığımız tedbirler kapsamında, ekibimizin ofiste bulunmaları gerekmedikçe çalışmalarına uzaktan devam edebilmeleri için gerekli tüm teknolojik ve lojistik altyapı devrededir ve müvekkillerimize verilen hizmetlerin herhangi bir gecikme yaşanmaksızın devam etmesi için her türlü önlem alınmıştır. Hali hazırda ofisimizde fiziksel katılımla çalışma yapılmakta olup, binamızda ve çalışma ofislerimizde detaylı dezenfeksiyon işlemi yapılmıştır. Ayrıca ortak kullanım alanları günlük olarak dezenfekte edilmekte ve ozonlama işlemi yapılmaktadır.