İDARİ DAVALARDA YÜRÜTMENİN DURDURULMASI (İYUK m. 27)
1. Yürütmenin durdurulması nedir?
İdari işlemler, hukuka uygunluk karinesi gereği, mahkeme tarafından iptal edilene kadar geçerliliğini korur. Ancak bazı durumlarda, söz konusu işlemin uygulanmaya devam etmesi, idari işlemin muhatabı açısından telafisi mümkün olmayan ve geri dönülemez zararlar doğurabilir. Böyle bir durumda, dava süresince, idari işlemin etkilerini durdurmak amacıyla yürütmenin durdurulması kararı verilebilir.
İdare mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararı, hukuka aykırı bir idari işlemin nihai karar verilene kadar uygulanmasını engeller. Bu karar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (“İYUK”) 27. maddesinde düzenlenmiş olup, idari işlemin uygulanmasının telafisi güç veya imkânsız zararlara yol açması ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde verilebilir.
2. Yürütmenin durdurulmasının şartları
İYUK m. 27’e göre yürütmenin durdurulması için iki şartın bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar; idari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olmasıdır.
2.1. İdari işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğması
Yürütmenin durdurulması kararının verilebilmesi için gereken ilk koşul, idari işlemin uygulanması durumunda telafisi güç veya imkânsız zararların doğmasıdır. Bu tür zararlar, davacının maddi veya manevi kayıplarını kapsayabilir. Eğer yürütmenin durdurulması kararı verilmezse ve dava sonunda işlem iptal edilse bile davacı geri döndürülemez bir zarara uğrayacaksa, bu şart sağlanmış sayılır.
Bu koşulun amacı, idari yargının, dava konusu işlemin yürütülmesini durdurmaması hâlinde ortaya çıkabilecek ciddi zararları evleviyetle önlemektir. Burada hâkimin, gelecekte telafisi güç veya imkânsız zararların meydana gelip gelmeyeceğini öngörmesi beklenir. Eğer hâkim, ilerleyen süreçte böyle bir zararın doğabileceğini değerlendirirse, bu şartın gerçekleştiği kabul edilir.
2.2. İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması
Yürütmenin durdurulması kararının verilebilmesi için gereken ikinci şart, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olmasıdır. Ancak bu şart, hukuki tartışmalara konu olmakta ve eleştirilmektedir. Çünkü eğer bir işlem açıkça hukuka aykırıysa, zaten iptal edilmesi gerekir ve bu durumda yürütmenin durdurulması kurumuna ilişkin bir karara gerek kalmayacaktır.
Bununla birlikte, açık hukuka aykırılık, mahkemenin davanın esasına ilişkin nihai kararını önceden belli etmesi anlamına (ihsas-ı rey) gelmemelidir. Aksi takdirde, davanın sürdürülmesi gereksiz hale gelir. Bu durumda hukuka aykırılık kavramından, ilk bakışta (prima facie) hukuka aykırılık, yani yargılamanın başında hâkimde oluşan güçlü bir hukuka aykırılık kanaati anlaşılmalıdır.
Elbette, dava sürecinin sonunda bu kanaat değişebilir. Burada önemli olan, hâkimin davaya ilişkin nihai bir yargıya varmadan, kendisini bağlamadan ve ihsas-ı reyde bulunmadan, sadece ilk değerlendirmesinde işlemin hukuka aykırı olduğuna ilişkin kanaatini hukuki gerekçelendirmeyle ortaya koymasıdır.
3. Yürütmenin durdurulması usulü
Yürütmenin durdurulması için evvela davacının bu yönde bir talebi gerekmektedir. Davacının talebi olmaksızın idari yargı makamınca resen yürütmenin durdurulması kararı verilemez. Yürütmenin durdurulması esas hakkında karar verilinceye kadar yargılamanın her anında talep edilebilir. Bu bağlamda, dava dilekçesinde, cevap dilekçesinde veya ek bir dilekçeyle yürütmenin durdurulması talep edilebilir.
İdari yargı merciinin davacının yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verebilmesi için kural olarak davalı idarenin savunmasını alması veya savunma süresinin geçmesi gerekir. Bununla beraber bazı durumlarda mahkeme idarenin savunmasını almadan da karar verebilir. Eğer mahkeme savunmayı beklemeye karar verirse, idareye tebligat yapılması zorunludur.
3.1. İdarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması kararı
Etkisi uygulanmakla sona erecek idari işlemler söz konusu olduğunda, idarenin savunması beklenmeksizin yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir (İYUK 27/2). Bu durumda, karar dosya üzerinden verildiği için idareye ayrıca tebligat yapılmaz.
Hâkim, yalnızca davacının sunduğu dava dilekçesi ve eklerini inceleyerek, idareye tebligat göndermeden yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar verir. Ancak, eğer dava dilekçesi ve eklerinden talebin yerinde olmadığı anlaşılırsa, idarenin savunması alınmadan yürütmenin durdurulması istemi reddedilebilir (İYUK 27/3).
3.2. İdarenin savunması alındıktan sonra yürütmenin durdurulması kararı
İptal davalarında genel kural, yürütmenin durdurulması kararının idarenin savunması alındıktan veya savunma süresi geçtikten sonra verilmesidir (İYUK 27/2). Ancak, yürütmenin durdurulması talebi hakkında karar vermek için idarenin savunmasının beklendiği durumlarda zaman kaybı yaşanabilmektedir. Buna bağlı olarak idari işlemin muhatabının hak kaybının önüne geçilebilmesi için mahkemece 30 günlük cevap dilekçe süresini 10 güne indirebilmektedir.
Bunun nedeni, dava dilekçesinin davalı idareye tebliğ edilmesi ve idarenin bu tebliğden itibaren 30 gün içinde cevap verme hakkına sahip olmasıdır. Üstelik davalı idare, genellikle bu sürenin üzerine 30 günlük ek süre de talep edebilmektedir (İYUK 16/3).
Bu tür durumlarda, mahkeme hâkimi kanuni cevap süresini kısaltabilir. Örneğin, idarenin 10 gün içinde savunmasını sunmasına karar verebilir. Ayrıca, dava dilekçesinin PTT yoluyla değil, doğrudan bir memur eliyle tebliğ edilmesine hükmedebilir (İYUK 27/5). Bu düzenlemeyle, idarenin savunmasının beklenmesi zorunluluğunun yürütmenin durdurulması talebini etkisiz hale getirmesinin önüne geçilmesi ve uzun yargılama sürelerinin yol açabileceği hak kayıplarının engellenmesi hedeflenmektedir.
4. Yürütmenin durdurulması kararında teminat
Yürütmenin durdurulması kararları kural olarak teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gerektirdiği hallerde teminat alınmadan da yürütmenin durdurulması kararı verilebilir. Uygulamada ise yürütmenin durdurulması kararları çoğunlukla teminat alınmaksızın verilmektedir. Ayrıca idarelerden ve adli yardımdan faydalanan kişilerden teminat talep edilmez (İYUK 27/6).
5. Yürütmenin durdurulması kararının etkisi
İdari işlemler, gerçekleştirildikleri andan itibaren hukuka uygun kabul edildiği için doğrudan icra edilebilir niteliktedir. Ancak, yürütmeyi durdurma kararı verildiğinde, idari işlemin bu icra edilebilirlik özelliği sona erer. Bu durumda, işlemin uygulanmasına devam edilemez ve ilgili idari işlemin icrası yargılama neticeleninceye kadar ertelenir.
Yürütmeyi durdurma kararı, idari işlemin yürürlüğe girdiği andan itibaren icrasını durdurur, yani geçmişe etkili bir sonuç doğurur. Mahkeme bu kararı verdiğinde, ilgili idarenin dava konusu işlemi, işlem yapılmadan önceki hâline geri getirmesi gerekir. Ancak, uygulamada idareler genelde yürütmeyi durdurma kararını yalnızca verildiği andan itibaren uygulamayı durduracak şekilde yerine getirmektedir.
Bunun yanı sıra, yürütmeyi durdurma kararı ileriye dönük olarak da bağlayıcıdır. Yani, karar verildiği andan itibaren herkes için geçerli olup, idarenin ve ilgili tarafların bu karara uyması zorunludur.
6. Yürütmenin durdurulması kararına itiraz
6.1. Yürütmenin durdurulması kararının hukuki niteliği
Yürütmenin durdurulması kararı, ara karar niteliğinde olup, mahkemenin davayı tamamen sonuçlandırmadan aldığı geçici bir tedbir kararıdır. Bu nedenle, bu karara karşı itiraz etmek mümkündür.
• Yürütmenin durdurulması talebinin reddedilmesi durumunda, davacı bu karara itiraz edebilir.
• Yürütmenin durdurulması talebinin kabul edilmesi hâlinde ise, davalı idare bu karara itiraz edebilir.
6.2. Yürütmenin durdurulması kararına itiraz süresi
Yürütmenin durdurulması kararına, tebliğ tarihini izleyen 7 gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz edilebilir. İtiraz başvurusu üzerine, ilgili merci dosyayı aldıktan sonra en geç 7 gün içinde karar vermek zorundadır. İtirazı inceleyen merciin verdiği karar kesindir ve ikinci kez itiraz edilemez (İYUK 27/7).
6.3. Yürütmenin durdurulması kararına karşı itiraz mercileri
Yürütmenin durdurulması talebinin reddi veya kabulü üzerine itiraz edilebilecek merciler şunlardır:
• İdare ve vergi mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebilir.
• Bölge İdare Mahkemesi kararlarına, en yakın Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilir.
• Danıştay dava dairelerince verilen kararlara, konusuna göre İdari veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurulunda itiraz edilebilir.
6.4. Yürütmenin durdurulması kararına yapılan itirazın sonuçları
Yürütmenin durdurulması kararına karşı itiraz merci tarafından iki tür karar verilebilir:
a) Yürütmenin durdurulması kararına itiraz (YD kabul kararına itiraz)
• Davalı idare, yürütmenin durdurulması kararına itiraz edebilir.
• İtirazı inceleyen merci, itirazı haklı bulursa, yürütmenin durdurulması kararı kaldırılır.
• Bu durumda, davalı idare dava konusu idari işlemin uygulanmasına devam edebilir.
b) Yürütmenin durdurulması talebinin reddine İtiraz (YD red kararına itiraz)
• Davacı, yürütmenin durdurulması talebinin reddine itiraz edebilir.
• İtiraz kabul edilirse, mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verir ve ilgili idari işlemin icrası yargılama neticeleninceye kadar ertelenir.
İtiraz merci itirazı yedi gün içerisinde karara bağlamak zorundadır (İYUK m. 27/7). İtiraz sonucunda verilen kararlar kesin nitelikte olup işbu kararlara karşı istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurulamaz.
6.5. İvedi yargılama usulünde yürütmenin durdurulması kararına itiraz
İvedi yargılama usulünde, genel yargılama usulünden farklı olarak yürütmenin durdurulması kararına itiraz edilemez (İYUK 20/A-2-e).
Bülten içeriği genel bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır. Detaylı bilgi ya da spesifik sorun veya sorularınız için hukukçunuza danışınız.
/ Yasal Uyarı
Sayın Ziyaretçimiz;
Internet sitemizde bulunan bilgiler VERDA tarafından, Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kuralları ve yürürlükteki Avukatlık Kanunu uyarınca sadece bilgi amaçlı olarak sunulmaktadır.
Bu Internet sitesinde yer alan bilgiler, reklam veya diğer bir ticari amaca hizmet etmemektedir ve bu amaçlarla veya Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kurallarına aykırı herhangi diğer bir amaçla kullanılamaz. Ayrıca hiçbir şekilde hukuki tavsiye veya görüş teşkil etmez veya bunların yerine geçmemektedir. Burada yer alan bilgilerden hareketle VERDA ve ziyaretçi arasında avukat-müvekkil ilişkisi doğmaz. Son olarak, burada yer alan bilgiler zaman zaman güncel olmayabilir. Hukuki bir konuda sormak istedikleriniz için irtibat bilgilerimizden bize ulaşabilirsiniz.
VERDA’nın bilgisi ve önceden yazılı onayı olmaksızın, bu siteye atıf yapılamaz veya link verilemez.
Sitemizde yer alan tüm bilgiler, bültenler, marka ve logoya ilişkin tüm fikri mülkiyet hakları VERDA’ya aittir ve VERDA’nın önceden yazılı muvafakati olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz veya kullanılamaz.
Aşağıda detaylarını okuyabileceğiniz Gizlilik Politikamız kapsamında, sitemizi ziyaretiniz esnasında paylaşmış olduğunuz bilgilerin olması durumunda, söz konusu bilgiler sadece sizlerle irtibata geçmemizin gerekmesi halinde kullanılabilecektir. Bunun haricinde üçüncü kişilerle paylaşılmayacaktır.
Bu Yasal Uyarı ve Gizlilik Politikası’nda değişiklik yapma hakkımız olduğunu belirtir, olası değişikliklerin yine burada yayımlanacağının da altını çizmek isteriz.
/ Gizlilik Politikası
Sitemizi ziyaret etmeniz halinde bizimle her hangi bir kişisel veri paylaşmış olmuyorsunuz.
“İletişim” alanımızdan veya info@verdahukuk.com’a mail atılarak yapılan iş başvuruları kapsamında başvurucunun özgeçmişinde paylaşmış olduğu kişisel veriler (kimlik bilgileri, iletişim bilgileri, eğitim bilgileri gibi özgeçmişte bulunan tüm bilgiler) yalnızca iş başvurusu değerlendirmesinde işlenmektedir.
“Online Borç Ödeme” alanımızdaki uygulama üzerinden yapılan yönlendirmeyle yapılan ödemelerde, sisteme girilen kredi kartı bilgileri VERDA tarafından kaydedilmemektedir. Söz konusu alana yazılan ad, soyad ve irtibat bilgileri ise yalnızca, ödeme yapılan dosya kapsamında bilgi verilmesini gerektiren bir durum halinde, size ulaşabilmek amacıyla kaydedilmektedir.
Kişisel verileriniz, ilgili mevzuatın öngördüğü durumlarda düzenleyici denetleyici kurumlara ve resmi mercilere aktarılabilecektir.
İşlenen veriler ve bilgiler, yasal veya sözleşmesel dosyalama süresi sona erdiğinde tarafımızca uygun görülecek yöntemlerden biri ile silinecek, yok edilecek veya imha edilecektir.
Sitemizdeki çerezleri silebilir, devre dışı bırakabilir ya da engelleyebilirsiniz. Bilgisayarlarında çerez kullanımını devre dışı bırakmış ziyaretçilerimiz de internet sitesini kullanmaya devam edebilir. Ayrıca tüm ziyaretçilerimiz VERDA tarafından kendileri hakkında tutulan bilgileri görmek, değiştirmek ya da silmek için info@verdahukuk.com adresine e-posta göndererek talepte bulunabilirler. Talebin kimlik ve adres bilgilerinizi içermesi ve başvuruya kimliğinizi tevsik edici belgelerin de eklenmesi gerekmektedir.
/ COVID - 19
VERDA
COVID – 19 salgınından kaynaklanan risklere karşı aldığımız tedbirler kapsamında, ekibimizin ofiste bulunmaları gerekmedikçe çalışmalarına uzaktan devam edebilmeleri için gerekli tüm teknolojik ve lojistik altyapı devrededir ve müvekkillerimize verilen hizmetlerin herhangi bir gecikme yaşanmaksızın devam etmesi için her türlü önlem alınmıştır. Hali hazırda ofisimizde fiziksel katılımla çalışma yapılmakta olup, binamızda ve çalışma ofislerimizde detaylı dezenfeksiyon işlemi yapılmıştır. Ayrıca ortak kullanım alanları günlük olarak dezenfekte edilmekte ve ozonlama işlemi yapılmaktadır.